HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Akdeniz ateşi(FMF): Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Geçmişi yaklaşık olarak 2500 yıl öncesine dayanan ve genellikle belirli etnik gruplarda rastlanan ailevi akdeniz ateşi hastalığı genellikle Araplar, Türkler ve Ermenilerde görülür.

Akdeniz ateşi(FMF): Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Geçmişi yaklaşık olarak 2500 yıl öncesine dayanan ve genellikle belirli etnik gruplarda rastlanan ailevi akdeniz ateşi hastalığı genellikle Araplar, Türkler ve Ermenilerde görülür. Ancak göçlerle birlikte Avrupa ve diğer kıtalara da yayılmış olan bu hastalığa yine de daha çok Akdeniz bölgesinde rastlanır.

Akdeniz Ateşi Nedir?

Akdeniz ateşi, çeşitli organlar ve eklemlerde iltihap ataklarının görülmesine sebep olan kalıtsal bir hastalıktır. Karın, göğüs, eklem ağrısı ve şişkinlikle beraber yüksek ateş nöbetleriyle kendini belli eder. Bu hastalık nedeniyle bir protein türü olan amiloidin isimli madde organlarda birikir ve organların işlevlerini yerine getirmesinde hasarlar görülür. Damar sistemi başta olmak üzere çeşitli organlarda hastalıklar belirir. Yol açtığı hastalıklardan en sık rastlananı ise böbrek yetmezliğidir. Ayrıca düşük riski, kısırlık da sıkça meydana gelen diğer hastalıklar arasındadır.

Bazı durumlarda karın ağrısı ve yüksek ateş yüzünden benzer belirtiler gösteren apandisit sorunuyla karıştırıldığı da görülür. Ancak akdeniz ateşi çekinik geçişli kalıtsal bir rahatsızlıktır. Hastalığa neden olan genlerden birinin anneden diğerinin de babadan gelmesi gerekir. Anne ve babada hastalığın belirtileri görülmemiş olabilir ancak akdeniz ateşi taşıyıcısı oldukları için çocuklarında ortaya çıkması ihtimal dahilindedir. Anne ile babanın ikisinin de hastalığın belirtilerini gösterdiği durumda ise çocuklarının da bu hastalığa yakalanmış olması kaçınılmazdır. Akraba evlilikleri bu hastalığın ortaya çıkıp yaygınlaşmasını kolaylaştıran bir unsurdur.

Akdeniz ateşinin belirtilerinden olan ağrılı, yüksek ateşli ataklar çok büyük çoğunlukla 20 yaşından önce başlar ve teşhisi çocukluk çağında olur. Kızlara oranla erkeklerde daha çok görülen bir hastalıktır. Genetik bir hastalık çeşidi olan akdeniz ateşinin etkilerini tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur.

Akdeniz Ateşi Nedenleri Nelerdir?

Akdeniz ateşi genetik bir hastalıktır. Bu sebeple akdeniz ateşi bulaşıcı mıdır sorusu için gen aktarımı haricinde bir bulaşıcılığı olmadığı söylenebilir.

Hastalığa neden olan MEFV adlı mutasyona uğramış gen anne ile babadan çocuğa taşınır. Anne ve babaya ek olarak babaanne, anneanne, dede veya üst kuşaklarda bu hastalığın olması da risk teşkil eder. Mutasyona uğramış olan MEFV adlı gen normal şekilde işlevini yerine getiremez. Bu genin öncelikli görevi vücuttaki iltihabın sınırlandırılmasını sağlayan proteini kodlamaktır. İltihap sınırlandırılamadığı için karın, göğüs, testisler, eklemler ve ciltte yaygın bir iltihaplanma görülür. İltihaplanan bölgede şişlik, ağrı ve yüksek ateşe meydana gelir. Ayrıca adet dönemi, enfeksiyonlar ve aşırı egzersizle vücuda yüklenmek de hastalığın ataklarını tetikleyebilir.

Screenshot_40

Akdeniz Ateşi Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalığın belirtileri genellikle 10 yaşına kadar olan çocukluk çağında başlar. Yaşlılarda çok çok nadiren bu rahatsızlık görülür. Hastalığın en sık görülen belirtileri ise şu şekildedir:

1. Akdeniz ateşi atakları

Belirli bir süre için ataklar görülür ve ardından semptomlar geriler. Hastalık zaman zaman kişiyi yoklar, hayat kalitesini düşürür. Hastalıkta öncü olarak 1 veya 3 gün arasında değişen sürelerle ataklar görülür. Bunun yanı sıra vücudun eklemlerde iltihap üretmesiyle meydana gelen artrit ataklar haftalarca, aylarca devam edebilir. Bu ataklar hastaların %90'ında 20 yaşından önce başlar. Atakların öncü belirtileri yoktur, aniden gelişir. Birbirini takip eden ataklar arasında belirli bir zaman dilimi de bulunmaz. İki atak arasında bazı durumlarda 2 hafta süre varken, bazı ataklar arasında 1 veya 2 aylık zaman da geçmiş olabilir.

2. Yüksek ateş

38.5-40 dereceye kadar çıkabilen yüksek ateş görülür. Atağın ilk gününde ateş giderek yükselir, 40 dereceye ulaştığında düşmeye başlar. Atağın 2. ve 3. gününde ateş nispeten daha düşük seyreder.

3. Karın ağrısı

Hastaların %90'ında şiddetli karın ağrısı görülür. Bu, en yaygın görülen belirtidir. Karın zarındaki iltihaplanma nedeniyle ağrı oluşur.

4. Göğüs ağrısı

Karın ağrısına ek olarak göğüste, baldırlarda da ağrı görülür. Göğüs ağrısının nedeni göğüs zarının iltihaplanmasıdır.

5. Eklemlerde şişlik

Diz ve ayak bileğindeki eklemler başta olmak üzere vücuttaki tüm eklemlerde şişlik oluşur. Şişlikle birlikte ağrı da görülür. Hastaların %75'i eklem ağrısı çeker. Eklemlerdeki iltihaplanma omurga romatizmasına da yol açabilir.

6. Kabızlık

Önce kabızlık görülür, ardından yerini ishale bırakır.

7. Cilt döküntüsü

Bacaklar ve dizlerle ayak bileği arasındaki kısımda kırmızı renkli cilt döküntüleri meydana gelir.

8. Testis hassiyeti

Testis torbası şişer ve hassiyet belirir. İlk 12 saatte şiddetli ağrı görülür. Ağrıyla birlikte şişlik ve ciltte kızarıklık da vardır.

9. Kas ağrısı

Vücudun çeşitli bölgelerindeki kaslar ağrır. Bu nadiren görülen bir belirtidir. Aşırı egzersiz yapmak ve uzun süreli ayakta kalmak ağrıları tetikler. Baldırlarda ağrıyla birlikte şişlik de oluşur.

Akdeniz Ateşi Komplikasyonları Nelerdir?

Akdeniz ateşi beraberinde ciddi sağlık sorunlarını da doğurabilir.

  • Hastalığın sebep olduğu ataklar esnasında vücuttaki protein düzeyinde aşırı bir artış olur. Bu yüzden organlar zarar görür. Bu duruma amiloidoz adı verilir.
  • Amiloidoz yani aşırı protein yüklenmesi yüzünden böbrekler hasar görür. Bu da nefrotik sendroma yol açar. Böbreğin süzme işlevi zarar görür ve idrardaki protein seviyesi azalır. Bunun sonucunda böbrek yetmezliği ile kanda pıhtılaşma meydana gelir.
  • Kadın üreme organlarındaki iltihap yüzünden kısırlık oluşur.

Akdeniz Ateşi Ölümcül müdür?

Doktor tarafından verilen ilaçların düzenli bir şekilde kullanılmasıyla birlikte hastalığın ölümcül bir etkisi bulunmaz. Ancak tam doğru teşhisin konulmadığı ve düzgün bir şekilde ilaç tedavisinin uygulanmaması halinde hastalık, amiloidoza bağlı olarak ölüm riski taşıyan bir hale gelebilir.

Akdeniz Ateşi Nasıl Teşhis Edilir?

Öncelikle atak geçiren kişilerin en yakın zamanda bir doktora başvurması gerekir. Akdeniz ateşine hangi bölüm bakar? Akdeniz ateşiyle ilgilenen doktorlar romatoloji bölümündedir. Doktor tarafından fiziki muayene, kan testi ve genetik test uygulanır. Teşhis için takip edilen aşamalar ise şu şekildedir:

  • Fiziksel muayenede doktor hastanın belirtilerini dinler ve veri toplar. Belirtiler tanı koyulması için oldukça önemlidir ancak yetersizdir.
  • Atak esnasında doktora başvurulduğunda kan tahlili yapılır. Bu tahlilin atak yaşandığı esnada yapılması gereklidir. Bu sayede vücuttaki iltihap seviyesi ölçülür. Ayrıca akyuvar hücrelerinin artmış olması da vücutta enfeksiyon ve iltihapla mücadele edildiğini ortaya koyar.
  • Yüksek alyuvar çöküm hızı hastalığın teşhis edilmesi için önemli bir veridir.
  • Tam teşhisin konulması için ise iltihap düzeyinin ölçümünün ardından genetik test yapılması şarttır. Bunun için de akdeniz ateşi (FMF) testi yapılır. Bu test ile MEFV adlı gende mutasyon olup olmadığı ölçülür.
  • Bu hastalık genetik kaynaklı olduğu için ailenin tıbbi sağlık geçmişi de incelenir. Aile bireylerinden bir kişide akdeniz ateşi görülmesi diğerlerinin da hastalığa yakalanma olasılığını artırır.

Akdeniz Ateşi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Söz konusu hastalığı tamamen ortadan kaldıran bir tedavi günümüz tıbbı tarafından henüz geliştirilememiştir. Ancak kolşisin adı verilen ilacın kullanımıyla erkili sonuçlar elde edilir.

1. Kolşisin

Kolşisin bu hastalık için oldukça yaygın olarak 1972 yılından beri kullanılan bir ilaçtır. Uygun bir şekilde kullanıldığında hastaların birçoğunda hastalığın belirtilerini ortadan kaldırır. Kimi hastalarda ise atakların etkisini hafiflettiği görülür. Çok az hastada ise hiçbir olumlu etkisi olmaz.

Kolşisin kullanımına genellikle ömür boyunca devam edilir. Kolşisin kullanımı hastalar için güvenli, uygun ve yaşamsal önemdedir. Hamilelikte de bu ilacın kullanımı uygundur. Kolşisinin bebek üzerinde olumsuz bir etkisinin olduğu görülmemiştir. Ancak yine de gebelikte amniyosentez yapılarak bebeğin genetiğinin incelenmesi şiddetle önerilir. Kolşisin sayesinde atakların şiddeti azalır ve amiloidoz gelişimi önlenir.

Akseniz Ateşi Ataklarında Ne Yapmalı?

Ataklar ağrılı ve yüksek ateşli seyreder. Atak başladığında karna susam yağıyla masaj yapılabilir, karnın üzerine sıcak su torbası koyulabilir. Öte yandan akdeniz ateşi bitkisel tedavi ile de hafifletilebilir. Atak esnasında sakinleştirici, rahatlatıcı olan adaçayı, rezene çayı bolca tüketilebilir. Ateşin düşürülmesi için ılık suyla duş yapılması yararlıdır. Ayrıca kolşisin kullanımıyla hafifleyen atakların daha kolay atlatılması için uykuyla dinlenme de oldukça faydalıdır.

Düzenli beslenmek, hafif egzersizler yapmak, her gün 40 dakikalık yürüyüş yapmak, sigara ve alkol tüketimini bırakmak, yeteri kadar uyumak, günde 8 bardak su içmek ve aşırı soğuk havaya maruz kalmamak da atakların tetiklenmesini önlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca bu hastalığa sahip olan kişilerin çay, süt, peynir ve kahve tüketimini da bırakmaları önerilir.

Screenshot_41

Akdeniz Ateşi İçin Bitkisel Çözümler

  • Elma sirkesi ile incir kürü yapılabilir. Bunun için 1 bardak elma sirkesi ve 1 adet kuru incir gereklidir. Elma sirkesinin içine incir bir gece önceden atılıp 10 saat bekletilir. Sabah aç karnına bu incir yenir ve 15 gün boyunca buna devam edilir. 15 günün ardından kullanılan sirke yenilenir ve uygulamaya 7 gün daha devam edilir.
  • Kereviz, ıspanak kürü de oldukça yararlıdır. Bunun için 150 gram kereviz ile ıspanak gereklidir. 2 bardak suda doğranmış kereviz 10 dakika kaynatılır. Ardından ıspanak da eklenir ve 5 dakika daha kaynatılır. Soğuduktan sonra bu bitkisel karışım sabah, öğle ve akşam olmak üzere günde 3 kez tüketilir.
    Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler