HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Anemi: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Bazı günlük yaşam alışkanlıklarının doğurduğu kötü sonuçlardan biri de kansızlıktır. Kansızlığa sebep olabilecek birçok etken ve anlaşılmasına yardımcı olabilecek birçok belirti bulunur. Aynı zamanda kansızlık hastalığının birçok çeşidi olup her birinin vücuda etkisi farklıdır.

Anemi: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Teşhis edilmesi durumunda uygulanabilecek tedaviler birden fazla olup kansızlığın türüne göre uygulanır.

ANEMİ NEDİR?

Kansızlık vücutta meydana gelen bir tür kan hastalığıdır. Kandaki kan hücrelerinin, alyuvar hücrelerinin ve eritrositlerin sayısının zamanla azalması veya eritrositler içerisinde yer alan hemoglobin adı verilen bileşenlerin azalması ile meydana gelir. Ayrıca bu iki durumun birden meydana gelmesi de mümkündür.

Eritrositlerin içerisinde yer alan hemoglobin bileşeni akciğerlerden alınan oksijenin kılcal damarlara taşınmasını sağlar. Hemoglobinin eksik olması hücrelerde, dokularda ve organlarda oksijenin azalmasına neden olabilir. Yaşam için gerekli olan oksijenin yokluğu zamanla vücutta birçok soruna yol açar. Anemi ise kan hastalıkları içerisinde en sık görülen hastalık türüdür. Bunun sebebi kansızlık çeşitlerinin ve buna neden olabilecek etkenlerin sayısının fazla olmasıdır.

Screenshot_89

ANEMİ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?

Aneminin birden fazla çeşidi bulunur. Çeşitlerin sınıflandırılmasında eritrositlerin ortalama hacimleri kullanılır. Eritrositlerin yapısında önemli bir yere sahip olan demir minerali, folik asit ve B12 vitamini eksikliği kansızlık oluşumuna sebep olur.

  • Orak hücreli anemi: Orak hücreli kansızlık kalıtsal bir hastalık olup alyuvarlarda yer alan hemoglobinin yapısında farklılık oluşması ile olur. Alyuvarlar, meydana gelen farklılık yüzünden yarım ay şeklinde bir hal alır. Alyuvarların şekillerinin değişmesi ile canlı kalma süresi oldukça kısalır ve bu durum ciddi bir kansızlık problemi yaratır. Siyah ırklarda bu durum daha çok gözlemlenir. Orak hücreli kansızlık bazı kişilerde kendisini göstermez ve çekinik olarak genlerinde bulunabilir. Bu yüzden bu kişi taşıyıcı durumuna geçer. Eğer kansızlık hastalığının taşıyıcısı bir kadınsanız dünyaya getireceğiniz çocuklarınızda çok şiddetli orak hücreli kansızlık hastalığı oluşabilir.

  • Aplastik anemi: Kemik iliklerinde meydana gelen alyuvarların üretilememesi ile oluşur. Arsenik ve benzin gibi zararlı maddelerin solunum yolu ile vücuda alınması veya radyasyona maruz kalınması aplastik aneminin ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bu durum sonucunda kandaki alyuvar ve trombosit sayısında azalma gözlemlenir. Aplastik kansızlık hastalığının diğer bir türü de polisitemidir. Bu türde ise vücuttaki kan miktarı normalin 2 katı kadar fazladır.

  • Pernisiyöz anemi: En önemli kansızlık türleri arasındadır. Hastalığın oluşumundaki en büyük etken midenin salgılamış olduğu intrinsik faktör adı verilen bir maddenin eksik olmasıdır. Bu sebeple vücutta B12 vitamini sindirimi gerçekleşmez. Tedavisinin kısa zaman içerisinde yapılmaması durumunda sinir sisteminde ciddi hasarlar meydana gelir. Sinir sistemi zamanla işlevini yerine getiremez ve daha birçok sorun vücutta kendisini gösterir.

  • Hemolitik anemi: Alyuvarlar tamamlaması gereken yaşamlarını tamamlayamadan erken bir yıkıma uğrar ve kan dolaşımından uzaklaşır. Ayrıca hemolitik anemi kanda yeteri kadar hemoglobin bulunmaması ile de ortaya çıkabilir. Bu durumda hemoglobinin vücut tarafından yok edilmesine birçok durum sebep olabilir. Hemolitik kansızlığın aynı zamanda kalıtsal bir türü de vardır. Burada kandaki alyuvar hücrelerinin kontrol edilmesini sağlayan genlerden biri veya daha fazlası zarar görmüş ve bozulmuş olabilir. Bu sebeple alyuvarların sağlıklı kalması vücut tarafından sağlanamaz.

  • Megaloblastik anemi: Karaciğer hastalıkları, tiroit bezinin yetersizliği, tüberküloz oluşumu, hodgkin hastalığının meydana gelmesi ve alyuvarların yıkımının artması megaloblastik aneminin başlıca sebepleridir. Bütün bu durumlarda hastalığın oluşmasının ortak nedeni folik asit ve B12 vitamini eksikliğidir. Bu durumda alyuvarlar normalden daha büyük olur ancak oluşum hızları oldukça düşüktür.

Screenshot_86

ANEMİ NEDENLERİ NELERDİR?

Vücutta kansızlık oluşumuna sebep olabilecek birçok etken bulunur. Bu etkenlerden kimisi günlük yaşantıya bağlı olurken kimisi kronik bir duruma dayanır. Kansızlığa sebep olabilecek nedenlerin fazla olması sebebiyle ilk etapta hastalığın asıl etkeninin tespiti oldukça zordur.

1. AŞIRI MİKTARDA KAN KAYBI

Vücutta herhangi bir şekilde kan kaybının gerçekleşmesi birçok probleme sebep olur. Bu problemler arasında kansızlık hastalığı da yer alır. Özellikle demir hastalığından dolayı meydana gelen kansızlık hastalığına kan kaybı neden olur. Kısa sürede meydana gelen kan kayıpları olabileceği gibi uzun bir süreye yayılan kan kayıpları da bulunur. Özellikle sindirim kanallarında veya idrar yollarında meydana gelen kanamalar kan kaybına sebep olabilir. Ayrıca kan kaybına cerrahi operasyonlar, kanser hastalığı veya travma gibi durumlar da neden olabilir. Bu nedenlerden dolayı meydana gelen kan kayıplarında oluşan kayıp fazla ise kansızlık oluşumuna sebep olabilecek kadar alyuvar kaybı söz konusu olabilir.

2. ALYUVAR ÜRETİMİNİN AZ OLMASI

Çevresel veya kalıtsal nedenlerden dolayı vücutta alyuvar üretimi yeterli seviyede olmayabilir. Yeteri kadar alyuvarın vücutta bulunmaması kansızlık oluşumuna neden olur. Üretimin azlığına göre oluşabilecek kansızlık etkileri de fazla olabilir.

3. BESLENME

Beslenmenin vücut üzerinde oldukça büyük bir etkisi bulunur. Özellikle gerekli olan mineral ve vitaminlerin tedarik edilmesi beslenmeye bağlıdır. Sağlıksız bir beslenme neticesinde vücuda yeteri kadar demir, B12 vitamini ve folik asit alımı sağlanmaz ise eksikliklerinden dolayı alyuvar üretimi gerçekleşmeyebilir. Vitamin ve mineraller, alyuvarın yapımına katıldığından dolayı eksikliklerinde zaman içerisinde alyuvar üretimi azalır. Bunların dışında vücudun alyuvar üretebilmesi için riboflavin, bakır ve C vitamini gereklidir. Beslenmenizin sağlıklı olmasına rağmen alınan besinlerin emilimini zorlaştıracak durumlar da vücuttaki alyuvar üretimini oldukça etkiler.

4. HORMON

Hormonlar vücuttaki birçok faaliyetin düzenlenmesini sağlar. Vücutta alyuvar üretimini sağlayan eritropoetin hormonunun eksikliği alyuvarların sayısının zaman içerisinde azalmasına sebep olur. Eritropoetin, kemik iliklerini uyararak alyuvar üretimini sağlar. Eksikliğinde zaman içerisinde üretimde ciddi azalış gözükür. Bu sebeple eritropoetin üretilmesini engelleyecek olan durumlar alyuvar üretiminin azalmasına ve kansızlık hastalığının görülmesine sebep olur.

5. HASTALIKLAR VE HASTALIKLARIN YAN ETKİLERİ

Vücutta meydana gelen bazı hastalıklar alyuvar üretimini etkileyebilir. Özellikle kanser veya böbrek hastalıkları gibi vücutta meydana gelen birtakım kronik hastalıklar alyuvar üretimini engeller. Ayrıca bazı hastalıklarda uygulanan tedaviler alyuvarların oksijen taşıma kapasitesine ya da kemik iliğine zarar verebilir. Hasar görmüş veya süresini tamamlamış olan alyuvarların yerine hızlı bir şekilde yenilerinin üretimi gerçekleşemez. Ayrıca AIDS hastalarının zayıflayan bağışıklık sistemleri nedeniyle yaşadıkları enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlar kansızlığa sebep olabilir.

6. GEBE KALINMASI

Gebelik oluşumundan sonra vücutta folik asit ve demir değerleri düşebilir veya kanda bazı değişimler olabilir. Bu sebeple annede kansızlık oluşumu gözlemlenebilir. Gebeliğin ilk 6 aylık döneminde kandaki sıvı kısım olan plazma kısmı artış gösterir ve alyuvarlara göre daha fazla bir alan kaplar. Bu da zaman içerisinde kanda sulanmaya sebep olarak kansızlık hastalığını doğurabilir.

7. GENETİK FAKTÖRLER

Bazı genetik etkenler yüzünden bazı bebekler alyuvar üretimi yetisinden yoksun olarak dünyaya gelirler. Bu durum bir çeşit kansızlık türüne sebep olur. Bu tür bir durumda bebekte alyuvar üretimi olmadığından hayati bir risk ortaya çıkar. Aynı şekilde bazı ilaçların kullanılması, bazı toksinler ve bazı enfeksiyon temelli hastalıklar da bu durumun oluşmasına sebep olabilir.

8. AŞIRI ORANDA ALYUVAR YIKIMI

Çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak vücutta çok fazla alyuvar yıkımı oluşabilir. Bu durum sonucunda vücuttaki alyuvar sayısı zamanla azalır ve üretim yıkımı karşılayamaz. Yıkıma sebep olabilecek olan durumların başında aşırı büyümüş veya hastalanmış bir dalak gelir. Dalağın görevleri arasında normalden fazla yıpranmış veya yaşlanmış olan alyuvarların vücuttan atılması yer alır. Dalağın büyümesi veya hastalanması ile gereğinden fazla alyuvar vücuttan atılmaya başlanır. Bu sebeple kandaki alyuvar sayısı zamanla azalır ve eksikliği ile beraber vücutta kansızlık ortaya çıkar.

KİMLER ANEMİ RİSKİNİN ALTINDADIR?

Anemi her yaşta, cinste ve ırkta ortaya çıkabilecek olan bir durumdur. Ancak bazı kişilerde kansızlık riski daha fazladır.

  • Bir ile iki yaş arasındaki bebekler,
  • Çok fazla miktarda inek sütü tüketen bebekler,
  • Gebeliğin ilk 6 ayındaki anneler kansızlık riskini daha çok taşırlar.

ANEMİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER NELERDİR?

Kansızlık riskini artırabilecek olan faktörler aşağıdaki gibidir;

  • Vitamin, demir ve mineral yoksunu bir beslenme,
  • Cerrahi müdahalelere ve yaralanmaya bağlı kan kaybı,
  • Böbrek hastalıkları, diyabet, kanser, AIDS, bazı bağırsak hastalıkları,
  • Uzun süre geçmeyen enfeksiyonlar,
  • Aile içerisinde kansızlık olan bireyler veya kalıtsal bir kansızlık hastalığının aktarılma durumu.

Screenshot_85

ANEMİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Anemi çok sık rastlanılan hastalıklardan biridir ve belli başlı belirtilerle kendini gösterir. Hastalarda belirtilerden bazıları veya hepsini gözlenebilir. Kansızlık hastaları genel olarak kendilerini yorgun hisseder ve bitkinlik halindedirler, günlük işlerini yapmak için çok fazla enerji bulamayabilirler.

1. NEFESTE DARLIK HİSSİ

Anemi hastaları zaman zaman nefes darlığı yaşayabilirler. Nefes darlığı, hastalığın şiddetine bağlı olarak gelişir ve ilerler. Kandaki alyuvar sayılarının azalması nefes darlığına neden olur ve solunum çok güç bir hale gelir.

2. BAŞ DÖNMESİ

Baş dönmesi kansızlık hastalığında meydana gelen belirtilerden biridir. Beraberinde başka belirtiler ile zaman zaman kendini gösterir. Baş dönmesinin şiddeti zaman içerisinde artabilir.

3. ELLERDE VE AYAKLARDA SOĞUKLUK HİSSİ

Ellerde ve ayaklarda zamanla soğukluk hissi oluşur. Üşüme ile karıştırılan bu durum genelde kansızlık hastalığından dolayı ortaya çıkar. Kandaki hemoglobin değerinin düşüklüğüne göre hissedilen soğukluk da artar.

4. BAŞ AĞRILARI

Zaman zaman hissedilen baş ağrıları aynı zamanda kansızlık hastalığının belirtisi olabilir. Hastalığın boyutu, oluşma süreci ve kansızlığa yol açan nedene göre baş ağrılarının şiddeti de yaşanma sıklığı da farklılık gösterir.

5. SOLUK BİR CİLT GÖRÜNÜMÜ

Kandaki hemoglobin değerinin zaman içerisinde azalması ile kan değeri düşer ve bu da cildin renginde değişiklik meydana getirir. Bu değişiklik kendisini solukluk olarak gösterir ve zamanla artar.

6. GÖĞÜSTE AĞRI OLUŞUMU

Göğüste ağrı oluşumları kansızlık hastalığının yaygın görülen belirtilerindendir. Ağrılar ileri hafif kansızlık hastalığında hafif olarak hissedilir ve zaman içerisinde sıklaşıp, şiddeti giderek artabilir.

Kansızlık hastalığında gözlenen belirtilerin genel olarak sebebi alyuvar miktarının azalmasına bağlı olarak kandaki oksijen miktarının düşmesi ve kalbin oksijen bakımından zengin kanı vücuda pompalamak için daha fazla çabalamasıdır.

ANEMİ TANISI NASIL GERÇEKLEŞTİRİLİR?

Tam anlamıyla kansızlık tanısının yapılması için uzman bir doktora başvurulması gerekir. Doktor kişinin aile ve tıbbı geçmişine bakarak bazı muayeneler gerçekleştirir. Sonrasında kansızlık tanısı koyabilir. Ancak süreç her zaman için bu şekilde işlemeyebilir. Bazı durumlarda başka hastalıklar için gerçekleştirilen muayenelerde kansızlık hastalığı fark edilebilir.

Doktorun kansızlık tanısı için gerçekleştireceği muayenede yapacağı bazı uygulamalar bulunur. Uygulanacak olan bu işlemler şunlardır:

  • Hızlı ya da düzensiz bir kalp atışının olup olmadığını anlayabilmek için kalp ritmini dinleyebilir,
  • Hızlı ya da düzensiz bir solunumun olup olmadığını anlamak için akciğerleri dinleyebilir,
  • Karaciğer ya da dalak büyüklüğünü öğrenebilmek için karna baskı uygulayabilir,
  • Rektal ya da jinekolojik bir muayene gerçekleştirebilir.

TAM KAN SAYIMI NEDİR?

Tam kan sayımı kansızlık hastalığının tanısında yapılan bir işlemdir. Bu işlemde hemogram cihazı kullanılır ve bu cihaz ile kanın birçok kısmı ölçüme alınır. Daha sonrasında kandaki hemoglobin ve hematokrit değerleri ölçülür. Hemotokrit, alyuvarların hacim olarak kandaki oranını anlatan bir ölçüdür. Hemoglobin ve hematokrit değerlerinin düşük çıkması durumunda kansızlık hastalığının olduğu anlaşılır. Bu test işlemi ile ayrıca trombositlerin sayısı da ölçülür. Böylelikle başka bir kan hastalığının veya enfeksiyonun olup olmadığı anlaşılabilir.

Uygulanan bir diğer tanı yöntemi ise kandaki genç alyuvarların sayısının ölçümüdür. Bu ölçüm gerçekleştirilirken kanda yeni üretilmiş olan alyuvarların sayısı belirlenir ve böylelikle kemik iliklerinde meydana gelen üretimin potansiyeli anlaşılır. Bu değerlerin düşük olması durumunda alyuvar üretiminin yetersiz olduğu ortaya çıkar. Genç alyuvarların sayısının ölçülmesinin yanında kanda bulunan farklı türdeki hemoglobinler tespit edilir ve böylelikle hangi tür kansızlık olduğu anlaşılır.

ANEMİ TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Kansızlık teşhisi yapıldıktan sonra tedavi işlemlerine başlanır. Tedavi saptanan nedene uygun bir şekilde gerçekleştirilir.

1. B12 TEDAVİSİ

B12 eksikliği durumunda vitamin tedavisi uygulanır. Tedavi sürecinde dışarıdan B12 takviyesi yapılır ve B12 vitamin seviyesi optimum düzeye getirilmeye çalışılır. Optimum düzeye gelen B12 değeri zaman içerisinde kansızlığı ortadan kaldırır.

2. DEMİR EKSİKLİĞİ TEDAVİSİ

Demir eksikliği durumunda meydana gelebilecek olan kansızlık durumunda ilaç kullanımı gerçekleştirilir. Ancak demir oranı hemen optimum düzeye gelmez. İlk iki ay içerisinde kansızlık yok olabilir. Daha sonrasında 1 yıla kadar demir tedavisine devam edilir.

3. FOLİK ASİT TEDAVİSİ

Alkol tüketimi, doğum kontrol hapları, epilepsi gibi sorunlar vücutta folik asit seviyesinin düşmesine ve devamında kansızlığın yaşanmasına neden olur. Böyle bir durumda vücudun kan hücresi üretimini normalleştirmek için folik asit takviyesi yapılır. Ayrıca, folik asit eksikliğine bağlı yaşanan anemi hastalığının ishal, depresyon, dilin şişmesi ve kızarması gibi kendine özgü bazı bulguları bulunur.

4. HORMON TEDAVİSİ

Vücut, alyuvar üretimini gerçekleştirebilmek için eritropoietin hormonuna ihtiyaç duyar. Eritropoietin sayesinde kemik iliği alyuvar yapımı için uyarılır. Bu hormonun düzeylerinde yaşanan azalma nedeniyle kansızlık yaşanıyorsa hormon takviyesi yapılarak kan değerleri normale döndürülür.

5. KAN NAKLİ

Aşırı kan kaybı yaşanması halinde hayati riski ortadan kaldırabilmek ve alyuvar sayısını artırabilmek için kan nakli gerçekleştirilir. Daha sonrasında vücuttaki hemoglobin seviyesi zamanla kontrol altına alınır.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler