BİZE ULAŞIN
Boğaz ve burun bölgelerinde salgı bezleri günde yaklaşık olarak 1-2 litre mukus üretir. Yapışkan özellikteki mukusun işlevi, toz, alerjen ve virüslerin geçişini engellemektir. Sağlıklı bir vücutta mukus zayıftır ve fark edilmesi güçtür. Fakat hastalık söz konusu olduğunda ya da çok fazla partiküle maruz kalındığında balgam kalınlaşır ve yabancı maddelere engel olma çabası içerisinde daha belirgin hale gelir. Bu dönemlerde biriken **balgamın yutulmaması, dışarı atılması önem
** taşır. Bu sorunun önüne geçmeye olanak tanıyan balgam için doğal tedaviler mevcuttur.
Bulunduğunuz ortamın nemli olması, mukusun ince kalmasını sağlar. Bu konuda medikal firmalardan ve hatta internet üzerinden bir buhar makinesi satın alabilirsiniz. Bu makineyi, suyunu her gün değiştirdiğiniz ve kullanım talimatlarına uyduğunuz sürece güvenle kullanabilirsiniz.
Özellikle sıcak su içmek mukusun hareket etmesine yardımcı olarak tıkanıklığı gevşetir. Et ya da tavuk suyuna çorba, kafeinsiz çay ve sıcak meyve suları da yardımcı olabilecekler seçenekler arasındadır.
Limon, zencefil ve sarımsak gibi soğuk algınlığı halinde solunum yollarına iyi gelecek bitkilerden hazırlanmış yiyecek veya içecekleri tüketmeye çalışın. Kapsaisin içeren baharatlı yiyecekler, sinüslerin geçici olarak temizlenmesine ve mukusun rahat hareket etmesine yardımcı olur. Meyan kökü, çilek, nar, ekinezya, jinseng ve guava çaylarının viral solunum yolu hastalıklarını önleyebileceğine veya tedavi edebileceğine dair bilimsel kanıtlar mevcuttur. Eğer bu süreçte reçeteli ilaçlar kullanıyorsanız, beslenme programınızda değişikliğe gitmeden önce doktorunuza danışmalısınız.
Bir bardak suya yarım ila bir çay kaşığı arası tuz karıştırarak gargara yapmak, boğazın arkasında asılı olan balgamı temizlemeye yardımcı olur. Gargara aynı zamanda mikropları öldürmeye ve boğaz ağrınızı hafifletmeye de yarar. Tuzun sıcak suyun içerisinde daha homojen bir şekilde çözünmesi mümkündür. Bu sebeple gargara için sıcak su tercih edilmesi daha sağlıklı olur. Ayrıca tahriş edici klor içermeyen, filtrelenmiş veya şişelenmiş su kullanılması gerekir.
Tuz su karışımından bir yudum alın ve başınızı hafifçe geriye doğru eğin. Karışımı yutmadan boğazınızı çalkalayın, ciğerlerinizden 30-60 saniye kadar nazikçe hava verin ve ardından suyu tükürün. Bu yöntemi balgam sorununuz çözüme ulaşıncaya kadar istediğiniz sıklıkta tekrarlayabilirsiniz.
Kaynamış suyun içerisine damlatılan birkaç damla okaliptüs yağının buharını solumak, mukusun sökülüp atılmasını sağlar. Mukusu gevşeten ve rahatça öksürmeyi mümkün kılan okaliptüs buharının, bir buhar makinesi kullanılarak da solunması mümkündür. Ancak bu yöntemin daha çok yetişkinler için uygun olduğunu, çocukların esans içeren yağlara maruz kalmaması gerektiğini söylemekte fayda var.
Yukarıdaki doğal yöntemlerin yanı sıra genizdeki balgam nasıl atılır sorusuna çeşitli egzersiz önerileriyle de yanıt verilebilir. Günde 2-3 kez tekrar edildiği takdirde mukusun vücuttan atılmasını sağlayacak öksürme egzersizleri aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Ayaklarınız yere değecek şekilde bir sandalyeye oturun ve hafifçe öne doğru eğilin. Burnunuzdan nefes alırken kollarınızı göğsünüzün üzerinden kendinize sarın. Kollarınızı göğsünüze bastırın ve nefes verirken öne doğru eğilin. Mukusun gevşemesi için 2-3 kez kısa ve keskin öksürün. Böylece** balgamın solunum yolu boyunca hareket etmesini sağlamış
** olacaksınız. Ağzınızdan nefes alın burnunuzdan yavaşça verin. Bu nefes şekli sayesinde herhangi bir mukus parçasının ciğerlerinize dönmesini önlemiş olursunuz. Bu tekniği solunum yollarınız rahatlayıncaya kadar tekrarlayın.
Derin şekilde nefes alarak uygulamaya başlayın. Nefesinizi 2-3 saniye boyunca tutun. Havanın zorlu bir şekilde atılması adına mide kaslarınızı kullanın. Öksürmekten kaçınarak boğazınızı temizlemeyi deneyin. Bu uygulamayı gün içinde birkaç kez tekrarlayın.
Öksürmekte sorun yaşayan kişiler için iyi bir alternatiftir. Hava yolu açık vaziyetteyken “ha, ha, ha” şeklinde ses çıkararak karın kaslarınızı kullanın. Bu uygulama gün içinde birkaç kez yapıldığında son derece faydalıdır.
Balgamın görülme şekli ve rengine bakarak, balgam çıkarmak ne zaman tehlikeli olur sorusuna yanıt verilebilir. Bazı durumlarda mutlak suretle doktora başvurmak gerekebilir.
Berrak: Mukusta berrak bir renkte ve yapıda olması normaldir. Yapısında su, tuz, antikor ve benzeri bağışıklık sistemi hücrelerini barındıran mukus solunum yollarında üretildikten sonra boğazın arkasından iner ve yutulur.
Beyaz: Burun tıkanıklığına işaret eder. Burun boşluğundaki dokular iltihap kapıp şiştiğinde, mukusun solunum yolundan geçişi yavaşlar. Bu durumda mukus yapısı daha kalın ve beyazımsı olur.
Sarı: Bağışıklık hücreleri enfeksiyon bölgesinde savaşmaya başladığında, beyaz kan hücreleri sarımsı bir renk alır ve bu durum mukusa rengini verir.
Yeşil: Solunum sisteminin iltihap nedeniyle bakterilerle savaş vermesinin sonucunda balgam yeşil renk olur. Astım hastalarında da yeşil balgam görülebilir. Bağışıklık sisteminin uğraşı sırasında üretilen beyaz kan hücreleri, mikroplar, diğer hücreler ve proteinler balgama yeşil renk verir.
Kırmızı: Kırmızı
balgam mukusun içerisinde kan bulunduğunu gösterir. Balgamda kan görülmesi ise pek çok nedenden kaynaklanabilir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonları akciğerlerde veya hava yollarında küçük kan damarlarının zarar görmesine neden olup kanamalara sebep verebilir.
Kahverengi: Kahverengi balgam muhtemel bir kanamaya işaret ediyordur. Parlak kırmızı veya pembe balgam ise kanamanın yakın zamanda gerçekleştiği anlamına gelir.
Siyah: Siyah mukus mantar enfeksiyonuna işaret ediyor olabilir. Bu durumda derhal doktora başvurulmalıdır.
Yukarıda sözünü ettiğimiz tüm durumlar, balgamın yumuşayarak ağız yoluyla vücuttan atılmasını sağlamayı kolaylaştırmak üzerinedir. Ancak yakın zamanda bir cerrahi operasyon geçirmiş olmak ya da bel fıtığı gibi hastalıklar sebebiyle öksürmenin mümkün olmadığı dönemlerde doktor onayıyla aspirasyon işlemi yaptırılabilir.
Zaman zaman aşırı ve kalın balgam oluşumu genelde endişe nedeni değildir. Soğuk algınlığı, grip, mevsimsel alerji gibi durumlar söz konusu olduğunda ise balgam daha fark edilebilir ve rahatsızlık verici bir hal alır. Bu problem süreklilik arz etmeye başladığı takdirde ise mutlaka doktor kontrolü eşliğinde çözüme kavuşturulması gerekir.
