Eşcinsellik : Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER
Eşcinsellik, aynı cinsiyetteki insanların arasında görülen romantizm, cinsel çekim veya cinsel istek olarak tanımlanır. Aynı cinsiyetteki kişilerin birbirine karşı duyduğu cinsel bağlantılar ve duygusal yakınlıklar da diyebilirsiniz.
Eşcinsellik bireyler kadınlarda ve erkeklerde farklı sözcüklerle tanımlanırlar. Kadınlar için “lezbiyen” denilirken, erkekler için “gay” sözcüğü kullanılır. Ülkemizde henüz bu eğilim yasal değildir ve bu kişiler yasal olarak evlenemez. Evliliğin yanı sıra, askere gitme ve daha birçok konuda devlet ile mücadele veriyorlar. Eşcinsellikte toplum tarafından dışlanma durumu söz konusu olabileceği için kişilerin bu konuda bilgileri oldukça azdır.
Eşcinsellik Nedir?
Cinsel yönelimler hangi cinsiyete karşı cinsel ve duygusal çekim duyduğunuz ile ilgili bir özelliktir. Eşcinsellikte bu çekim bireyin kendi cinsiyetinden olan kişilere yöneliktir. Örneğin, bir erkeğin cinsel anlamda diğer erkeklere karşı ilgi duyması, cinsel fanteziler kurması ve erkeklerle beraber olmayı arzulaması, erkekleri severek aşık olması ve erkekler ile duygusal birliktelikler yaşaması eşcinsel olduğunu gösterir. Bu durum kısa bir süreçte görülebilen özelliklere göre değil, genel ilgilere ve davranışlara göre tanımlanır.
Eşcinsellik Hastalık Mı?
Eşcinsellik hastalık değildir. İnsan cinselliğinin olağan çeşitliliklerinden olan bir görünümdür. Psikiyatri bu durumu, üremeye dönük olmayan çoğu cinsel etkinlik gibi ruhsal bir bozukluk olarak kabul eder. Fakat bilimsel olarak bu durumun ruhsal bir bozukluk olmadığı, yaklaşık olarak 40 yıl öncesinde ilan edilip kabul görmüştür. Kişinin eşcinsel olması kişiyi kendi başına sıkıntıya sokmaz. Sosyal ve mesleki işlevselliğini bozmaz. Fakat toplum genelde eşcinsel kişileri yadırgar, hor görür ve dışlar. Bu tutum, eşcinsel kişinin ruhsal sorunlar yaşayıp ruh sağlığının bozulmasına neden olur.
Eşcinsellik Doğuştan Mı?
Eşcinselliğin sonradan kazanıldığına dair yargılar olduğu kadar, doğuştan geldiğini savunan düşünceler de vardır. Fetus yani ana rahmindeki bebek beyni, zamanında yeterli miktarda erkeklik hormonu almaz ise bebeğin cinsel kimliğinde bozukluk meydana gelebilir. Bebek erkek doğabilir fakat beyni kısmen kız beyni gibidir. Hızlı büyüme ile beraber eşcinsel eğilimler meydana gelebilir. Erkek cinsel organına sahip olan çocuk, kız beyni ile doğunca cinsel kimlik bozukluğu olur. Sonrasında cinsiyet değiştirme ameliyatları yaptırabilir. Ama eşcinsellikte aslında kişi, ait olduğu cinsiyet kimliğinde sorun yaşamaz. Bütün arzusu, kendi hemcinsine yönelmiştir. Bu gerçek patolojinin daha geç bir aşamada oluştuğuna dair bir kanıt olabilir.
Eşcinsellik Nedenleri Nelerdir?
Eşcinsellik uzun yıllar boyunca bir kimlik bozukluğu, sapkınlık ya da hastalık olarak algılanmıştır. 1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği, eşcinselliğin sapkınlık değil, normal dışı bir davranış olduğunu söylemiştir. Eşcinselliğin neden meydana geldiği konusunda birçok faktör öngörülebilir. Bu faktörlere genel olarak bakıldığı zaman, hemen hemen çoğunun psikolojik sebeplerden kaynaklandığı görülebilir.
1. Bağlanma süreci
Çocuğun anne ya da baba ile bağlanma sürecinde sorunlar yaşaması, kendi cinsi ile daha çok yakınlaşma içine girmesine, karşı cinse uzak kalıp onları tanımamasına neden olur. Dolayısıyla ergenlik döneminde çocuk kendi cinsine merak duyar ve merakına cinsel dürtüler de eklenebilir.
Erkek cinsel kimliğinden örnek verirsek; yeni doğan bir bebek ilk aylar kendisini ve annesini bir bütün görür. Sonrasında 1,5 yaş civarında, ayrı bir birey olduğunu fark eder ve cinsel kimlik ayrımı hakkında fikri oluşmaya başlar. Küçük erkek çocuğu, etrafında bulunan kişilerin farklı cinsiyetlerde olduğunu fark eder. Anneyi kız, babayı erkek olarak algılar. 2,5 yaşına geldiği zaman ise, erkek çocuk annesiyle arasındaki bağlanmayı keser.
Babayla bağlanma sürecine girmenin mücadelesini verilmeye başlanır. Bu süreç babayla kurulan ilişki sayesinde çocuğun cinsel kimliğini geliştireceği süreçtir. Erkek çocuk babasına çeşitli sorular sorar. Erkeklerin neler yaptığı, nasıl konuştuğu, nasıl yürüdüğünü öğrenmeye çalışır ve kendisini sorgulamaya başlar. 2,5 ile 4 yaş arası bilinç dışı gelişebilen bir süreçtir. Babanın çocuğa yaklaşımı; çocuğa zaman ayırmalı ve onun sorularıyla ilgilenmeli, merak ettiği konuları önemsemeli ve cevap verirken merakını onayladığını, onu çok güçlü ve cesur bulduğunu, onunla gurur duyduğunu belirtmesi yönünde olmalıdır.
Genelde bu tür cinsel eğilimde olan kişiler, çocuklukları daha çok kadınlar arasında geçenlerdir. En az bir tane kız kardeş, büyükanne ve anne ile büyütülen çocuklardır. Bu süreçte erkek çocuklar, kadınlar hakkında çok şey öğrenir ve kadınsı özellikleri benimser. Lakin diğer yandan da erkekler hakkında bilgi edinme arzusu duyar, fakat fırsat bulamazlar. Bu nedenle genelde erkekler ile iletişim kurmakta zorluk çekerler. Çünkü erkekler tarafından korkutuluyor ya da kadınsı davranışlarından dolayı dışlanıyor olabilirler. Aynı zamanda kadınların yanında kendilerini daha iyi hissedebilirler.
Ergenlik çağına geldikleri zaman, hala diğer erkeklerce kabul görme ve onlara dâhil olma arzusu taşırlar. Kendi cinsiyetlerinden çok karşı cinse ait bilgilere sahip olurlar ve artık onlara ilgi duyma ihtiyacı hissetmezler. Tek merak ettikleri şey erkekler ve erkekliktir. Sahip oldukları dürtüler, ihtiyaçları doyurulmadığı zaman ortadan yok olmaz, aksine daha fazla şiddetlenebilir ya da form değiştirebilir. Bu şekilde çocuklar hemcinslerine karşı ilgi besleyebilirler.
2. Cinsel istismar
Eşcinsellikte bazen nedenler bilinebilirken, bazen de nedeni kesin olarak bilinemeyebilir. Bu durumun nedenleri ile ilgili en fazla bilinen faktörlerden birisi; çocuğun küçük yaşlarda ilk cinsel deneyimini kendi cinsi ile yaşamasıdır. Kendi cinsiyetinden birinin yaptığı tecavüz, taciz veya gönüllü birliktelik cinsel kimliğin gelişmesinde travmatik etkiler oluşturabilir. Başka bir durumda örneğin lezbiyenlikte, bir erkek tarafından tecavüze uğrayan kadın, gelecekteki olası zararlardan korunmak için bu yöntemi seçebilir. Genellikle cinsel istismara uğrayan çocuk ya da yetişkinlerde bu duruma sıklıkla rastlanır. Böyle bireylere psikolojik yardım yapılarak tedavi edilmeye çalışılır.
3. Özdeşim sorunları
Küçük yaştaki çocuğun annesi ya da babası ile sağlıklı ilişkiler kuramaması, cinsel kimlik rolünü öğrenmesini zorlaştırabilir. Bir çocuğun babasından nefret etmesi ya da babasını çok az görmesi, baba ile özdeşim kuramaması örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra kız çocuğun annesi ile arasında sağlıklı bir bağın kurulmamış olması, herhangi bir kopukluk yaşanması, anne ya da çocuğun hastanede kalması ve birbirinden ayrı vakit geçirmesi gibi durumlar, kız çocuklarında sevgi açlığına ve dolayısıyla lezbiyenliğe neden olabilir.
4. Duygusal bağımlılık
Kendi cinsi ile duygusal bir bağlılık kuramayan ergenin ihtiyacı doyurulmadığı için dürtüleri ortadan kalkmaz. Ergenlik ile beraber vücudunda fiziksel değişimler olur. Cinsel arzuları gelişir ve kendi cinsiyetinde olanlara duyduğu merak, cinsel merak ile birleşir. Kişinin kendi cinsiyetinden olan bir başkasından arzuladığı şey aslında romantizm ve cinsellik içeren bir ilişki değildir. Sağlıklı, duygusal olarak derin ve cinsellik içermeyen bir ilişkidir. Lakin bu durum cinsel ve romantik bir ilişki ihtiyacı gibi ortaya çıkar. Bu tür duyguların ne kadar güçlü olduğunu bilmek çok önemlidir.
Eşcinselleri yanlış tercih yapmakla suçlamanız, onları bu durumun bir tercih olduğuna inandırabilir. Bu kişiler eşcinsel eğilimleri yüzünden çoğunlukla acı çeker ve kurtulmak isterler. Lakin doğaları gereği ihtiyaçları doğru olarak karşılanmadığı sürece yok olup gitmez. Kişinin bu süreçte değişebileceğini ve kendi cinsinden biriyle cinsellik içermeyen sağlıklı bir ilişki kurabileceğini bilmesi önemlidir. Kadınlarda iki kadının birbirlerine karşı aşırı duyarlı olması ve birbirini duygusal olarak tatmin etme arzusu içinde olması sağlıksız bir ilişki doğurabilir. Bu ilişkinin zamanla cinsel birlikteliklere dönme olasılığı yüksektir.
Eşcinsellik Belirtileri Nelerdir?
Eşcinsellikte kişiler, biyolojik olmayan davranışlar sergiler. Belirtiler bazen küçük yaşlarda bazen de ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabilir. Şüpheleriniz varsa eşcinsellik testi de yaptırabilirsiniz. Belirtilerini kabullenmenin tek yolu, bu durumla yüzleşmektir. Çocuklarda görülen belirtiler ile yetişkinlerde görülenler farklı olur.
1. Davranışlar
Yaşça küçük olan çocuklar, yaşıtları olan erkek çocuklardan daha farklı şekilde davranabilir. Kız çocukları gibi davranmaları, en belirgin belirtiler arasında yer alır. Diğer erkek çocukların davranışları, ilgilerini çekmez. Kız arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi tercih ederler. Böyle bireylerde görülen bir başka davranış şekli ise, ellerini sık sık bellerine koymalarıdır. Aynı zamanda çok fazla konuşmaya da meyilli olurlar.
Özellikle erkek çocukları 5–12 yaşları arasıda; anne, büyükanne, teyze veya ablaya yakın olma ve onlarla daha fazla vakit geçirme isteği duyarlar. Ayrıca duygusal anlamda kırılgan bir yapıya sahiptirler. Utangaçlık, incinmekten korkma, içine kapanıklık, erkeksi davranış eksiklikleri de görülen belirtiler arasında yer alır.
2. Oyuncak tercihleri ve hobileri
Küçük yaştaki çocukların oyuncak tercihleri eşcinselliğin bir belirtisi olarak kabul edilir. Bu durumda olan erkekler, kız çocukları gibi bebeklerle oynarlar ve bu onlar için eğlenceli, daha ilgi çekicidir. Araba ve silah gibi oyuncaklar ilgilerini pek çekmez. Aynı şekilde kız çocukları da erkekler gibi araba ya da silah gibi oyuncaklar ile oynarlar. Kesin bir belirti olmamakla birlikte, çocuğunuzun sürekli bu tür eğilimlerde olduğunu görüyorsanız, önlem almanızda fayda vardır.
Bu durumda olan çocukların hobileri ve bazı alanlara eğilimleri de eşcinsellik belirtileri olarak sayılabilir. Erkek çocuklar kıyafet ve makyaj gibi alanlara ilgi duyabilir. Çok fazla süslü kıyafetler giyebilirler.
3. Dış görüntü
Eşcinsel erkekler, dış görüntülerine özellikle dikkat ederler. Hazırlanmaları saatler boyu sürebilir. Modayı takip ederler. Kimi zaman küçük makyajlar veya kızların hazırlanma süreçlerinin benzerlerini gerçekleştirirler. Ayrıca bu kişilerin sosyal medya profilleri de büyük önem teşkil eder. Her yerde olduğu gibi bu platformlarda da bakımlı olmaya özen gösterirler.
4. İdoller
Eşcinsel kişiler, genelde mevcut yaşam şartları iyi olan eşcinsel sanatçılara hayranlık duyarlar. Uluslararası anlamda Whitney Houston, Ben Cher ve Paul O’Grady gibi sanatçılara ayrıca ilgi duydukları görülmüştür. Bunun yanı sıra eşcinsel erkekler kadınlar üzerine yapılan TV programlarını da ayrıca severler ve orada yer alan kişilere ilgi duyarlar .
5. Tuvalet alışkanlıklarında değişme
Eşcinsel erkekler, herkes tarafından kullanılan ve halka açık tuvaletlerde kendilerini rahat hissetmezler. Bazı kişiler ise pisuvar kullanmayı reddedebilir. Genelde tuvalet kullanımı için evlerindeki tuvaletleri tercih etmeleri de bu belirtilerin arasında yer alır.
6. Gaylere karşı tepki oluşması
Eşcinsellik durumunun ilk aşamalarında, eşcinseller diğer gay olan bireylere karşı tepki göstermeye başlar. Bu belirti her kişide de görülmeyebilir. Bu evrede kişinin en büyük korkusu homofobik homoseksüel olma durumudur. Oluşan bu durum, çevreden gelen tepkilerden dolayı meydana gelir.
7. Diğer belirtiler
Bazı kişilerde de aşağıda verilen belirtiler görülebilir. Bu belirtiler genelde kişiyi psikolojik olarak etkiler;
- Kendi fikirlerini ortaya koymakta zorluk yaşaması,
- Hakkını savunamaması ve dedikodu yapması,
- Aynı cins ile normal yani herhangi bir cinsellik içermeyen arkadaşlık durumunda zorluk yaşaması,
- Kendisini bir spor dalına yönlendirmesi,
- Kendisini eksik olarak görmesi ve bu sebeple çoğu alanda girişimci ruhunu kaybetmesi gibi nedenler dolayısıyla kişi hayata küsebilir.
Eşcinsellik Tedavisi Nasıl Yapılır?
1. Psikolojik destek
Eşcinselliğin tedavi edilip edilemeyeceği veya tedavisinin gerekli olup olmadığı hususunda farklı görüşler bulunur. Burada önemli olan şey, eşcinsel eğilimleri olan kişilerin bu eğilimleri değiştirmek isteyip istemediği olmalıdır. Bazı bireyler bu eğilimlerden ciddi ölçüde rahatsızlık duyar. Bu sebeple birçok kişi kendisinden nefret eder, kendisini suçlar, depresyona girer ve inançları sebebi ile kendisini kötü hisseder. Şayet kişi kendisinde var olan bu eşcinsel eğilimlerden rahatsızlık duyuyor ve değişmek istiyor ise, bu konuda ona yardım edilmesi gerekir. Bunun için eşcinsel kişi normal olarak kabul etmediği eğilimi için klinik bir psikologdan terapi almalıdır.
Eşçcinsel eğilimlerini değiştirmek istemeyen bireylere ise zor kullanarak ve gönülsüzce bu eğilimlerini değiştirmeye çalışmanız zaten mümkün değildir. Cinsel eğilimlerini normal kabul edip de yaşamak isteyen birçok kişi kültürel nedenler ile çok fazla problem yaşıyor. Bu kişiler yaşadıkları çatışmaların stresinden dolayı psikolojik desteğe ihtiyaç duyabilirler. Eşcinsel kişinin yanı sıra ailesi de terapi alabilir. Çünkü aile içi çatışmalar ve toplumsal baskı sebebiyle eşcinsel birey eğiliminden vazgeçirilmeye çalışılabilir.
2. Online Terapi
Online terapi uygulamaları, cinsel bazı konularda psikologlara başvuru yapmayı kolaylaştırır ve kimlik açıklamaya gerek duymadan terapi alma imkanı sağlar. Bu online terapi uygulamaları, eşcinsellik ve bunun yanı sıra diğer birçok cinsel sorunun terapisi için güzel bir uygulamadır.
SİZ DE YORUM YAPIN!